SEDDÜLBAHİR KALESİ SERGİLEME PROJESİ
Tarih: 2016
Yer: Çanakkale
İşveren: Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı
Danışma Kurulu: Yrd. Doç. Dr. Lucienne Thys -Şenocak, Doç. Dr. Rahmi Nurhan ÇELİK, Yrd.
Doç. Dr. Gülsün Tanyeli, Arzu Özsavaşcı
Proje: Yeniden İşlevlendirme ve Sergileme Projesi
Alan: 20,200 m2
Proje Ekibi: Senem Akçay, Gamze Yeşildağ, Zümra Okursoy
Kale projesinde amaçlanan, ziyaretçiyi bilgilendirmenin yanı sıra, onun savaşı ve sonuçlarını farklı bir gözle
görmesini ve bu yolla savaş, barış ve düşman gibi
tanıdık kavramları yeniden sorgulamasını sağlamaktır.
Bunu yaparken görsellerin yanında işitsel yöntemler
de kullanılmıştır. Örnek olarak ‘Savaş Cephesi’nde
savaş sesleri dinletilerek savaşın içinde olmanın hissiyatı verilmeye çalışılmıştır. Bunu yaparken ziyaretçinin
savaşı sadece devletlerin değil, bireyin gözünden
görmesi ve bu açıdan savaş kavramını yeni baştan ele
alması hedeflenmiştir.
Ziyaretçilere yaşatılmak istenen müze deneyiminin
gerçekleşmesi için çeşitli sergileme tekniklerinden
faydalanılmıştır. Kalenin kendisi tarihi bir belge niteliğindedir. Yapının insan üzerindeki etkisi farklı
anlatım teknikleriyle desteklenmiştir. Bilgilendirme
amacıyla panolar, video gösterimi, infografikler, eski
fotoğraflar gibi görsel yöntemlere başvurulmuştur.
Bu bölümde kale ve kalenin bulunduğu alanın ziyaretçiye tanıtılması amaçlanmıştır. Kalenin tarihi ve
mimarisi ön plana çıkarılmıştır. Bölüm aynı zamanda
kalenin tarihsel sürecinde önemli rol oynamış kişiler
hakkında da bilgi içerir.
Barış cephesinin girişinde hem yetişkinler hem de
çocuklar için savaş ve barış temalı aktiviteler yapılması
planlanmıştır. Kişilerin sadece ziyaretçi değil, aynı zamanda katılımcı olmaya teşvik edilmesi, müze içinde
deneyimlediklerini farklı yollarla ifade etmeleri ve
bunları yaparken de diğer insanlarla fikir alışverişinde
bulunmaları amaçlanmıştır.
Kaleye ana giriş, Seddülbahir köyü ana ulaşım akslarını takip ederek varılan kuzeybatı yönünden
gerçekleştirilecektir. Kalenin özgün girişi olan Bab-ı
Kebir yapısının ortaya çıkarılarak tamamlanması önerilmektedir. Aynı şekilde Bab-ı Kebir’e bağlanan ve
yok olmuş kale duvarlarının modern restorasyon
yaklaşımları ile tamamlanarak kaleye ait mekan hissinin güçlendirilmesi ve alanın sınırlandırılması önerilmektedir. Benzer yaklaşımla güneybatı duvarının
güney ‘Lodos’ kulesine kadar arkeolojik kazılarla izinin
çıkartılması, kale sınırlarının çizilmesi, algılanması ve
geçişlerin kontrolü için önerilen bir uygulama olacaktır.
Çifte Hamam, camii ve okul olarak kullanılan yapı
bölgesinin olduğu alanda, mevcut yol korunarak
ve sert zemin ve oturma birimleri ile düzenlenerek
müze kale için giriş meydanı oluşturulması amaçlanmaktadır. Meydana komşu olan, kale ile ilişkili diğer
yapılar hakkında alana yerleştirilecek tabelalarla bilgilendirme sağlanacaktır. Bu meydanın, yakınında
bulunan köye ait ticari mekanları besleyerek kalenin
köyle ilişkisini güçlendireceği düşünülmekte.
Caminin arkasında bulunan alanın otopark olarak kullanılması ve bundan sonraki ulaşımın yayalara göre
düzenlenmesi önerilmektedir.
Meydan üzerinde bulunan okul yapısının uzun vadede işlevsel potansiyeli değerlendirilerek kullanılması öneriler arasındadır.
Kale’nin bir başka girişi, ana girişten (Bab-ı Kebir) bilet
alındıktan sonra güneybatı duvarında yer alan 2 numaralı top kemerinden gerçekleştirilecektir. Bu geçiş,
üst avluyu ziyaret etmeden sadece alt avluda bulunan
Çanakkale Savaşı’nın anlatıldığı bölümü gezmek isteyen ziyaretçiler tarafından kullanılacaktır.
Dinlenme alanı olarak kurgulanan alt avlunun (17. top
kemeri) güney bölümünden biletsiz geçiş sağlanarak
bu alanda bulunan kütüphane, kafeterya ve müze
dükkanından ilgililerin faydalandırılması amaçlanmakta. Bu biletsiz geçiş alanının aynı zamanda yöre
halkı tarafından da kullanılarak müzeyi canlandırması
amaçlanmaktadır.
Kale yapısı içerisinde bulunan tüm kapalı alanlar için
sergileme bölüm önerileri yapılmıştır. Bunlara ek
olarak üst avluda Kuzeybatı duvarına paralel olarak
tasarlanan ve kuzeybatı duvarındaki kapalı alan sergileri ile bütünlük oluşturan iki sergi modülü yer almaktadır.
Bu modüller kale yapısını zedelemeden kurulan hafif
strüktürlü açık sergi mekanlarıdır. Modüller üç elemandan oluşmaktadır: Sert zemin, sergileme duvarı
ve tül şeklinde tasarlanan gölgelik. Ayrıca mekanı
sınırlayan metal tel örtüden (mesh) aynı şekilde arkeolojik alana, buluntular hakkında ziyaretçiye bilgi aktarmak amacı ile iki adet modül yerleştirilmiştir.
Sergi modülleri, kalenin özgün malzemesinden ayırt
edilecek şekilde günümüze ait malzemelerle inşa edilecektir.
Üst Avlu’da arkeolojik kazıların yürütüldüğü tüm orta
alan, açık arkeoloji parkı olarak tanımlanıp doğal zemin ve peyzajı ile dolaşıma açıktır.
PEYZAJ KARARLARI
Kale’nin doğal zemini (toprak) ve bitki örtüsünün korunması amaçlanmaktadır. İç mekanlarda bulunan
özgün zemin dokusu da korunarak bazı bölümlerde
tamamlama yapılması önerilmektedir. Bunun dışında
sergi rotası boyunca, kaleye ait kapalı mekanlar ve
eklenen yeni sergileme modülleri doğal toprak zemin
ile uyumlu bir sert zemin dokusu önerilmektedir. Bu
sert zemin için küçük granüllü doğal taşlardan oluşan
derzli bir zemin dokusu önerilmektedir. Sergileme
bölümlerinde ise zemin farklılaşarak homojen ve açık
tonlarda bir zemin dokusuna sahip olacaktır. Engelli
erişiminin sağlanması da amaçlanarak tüm zemin kotları eşit seviyede uygulanacaktır.
Bab-ı Kebir iç cephesi önündeki karşılama platformu
ve batı kulesinin önünde bulunan etkinlik platformu
sergileme zeminleri ile aynı malzeme karakterindedir.
Etkinlik platformundan başlayarak üst bonetlere oradan da alt avlu merdivenlerine kadar uzanan rotada
yine yürüme yollarındaki doğal taş malzeme kullanılarak iki metre genişliğinde bir yürüme yolu önerilmiştir.
Kapalı bonet ve alt avlu alanında bulunan özgün
zeminler korunacak, gerekli bölgelerde tamamlama
yapılacaktır. Kale meydanı ve güneydoğu kıyısına sert
zemin uygulaması yapılacaktır.